18 Ekim 2019 Cuma

Otuz Yaş Sendromu

Herkese iyi akşamlar !
Dün itibariyle otuz yaşıma girmiş bulunmaktayım.Tabi anneme göre daha yirmi dokuza yeni giriyorum.Kızları evlenmeyen anneler bir süre yirmi beş yaşından da kızlarını çıkartamazlar.Neyse dünden beri sanki bende otuz yaş sendromu başladı.Böyle bir sendromu ben kafadan mı uyduruyorum yoksa var mı diye düşündüm.Tabi hemen google da araştırmaya başladım.Tabi ki böyle bir sendrom varmış.Erkekler açısından çok problem teşkil etmese de biz kadınlar için hayli önem teşkil etmekteymiş.Özellikle de henüz evlenememiş bekar bir kadınsanız...

Ben de henüz evlenememiş,yaşıtları ikinci kocayı bile yapmış,çoluk çocuğa karışmış toplum tabiriyle evde kalmışlardanım. Biz bir koca bile yapamazken ikinci kocayı yapanlar hatta onu da boşayıp üçüncü koca yolunda olanlar da yok değil.Tabi herşey evlenmek değil ve herkes evlenmek zorunda değil.Açıkcası bir erkeğe çoğumuzun ihtiyacı da yok.Çoğumuz kendi ayakları üzerinde durabilen kadınlarız ama bizim hormonlarımız var.Mesela anne olma gibi... Son zamanlarda en çok düşündüğüm şey, ne zaman anne olacağım ya otuz beş yaşında menopoz olursam ? Tabi böyle bir ihtimal de yok değil. Anne olmak istiyorum ama ben ya diye haykırasım var ama tek başına da malesef olmuyor.Olur da Kıbrıs'a gitmek lazım,para lazım ve bunu hazmedecek aile lazım...Ölme eşeğim ölme yani ! Tabi bu da sendromun en önemli parçası oluyormuş. Çevremdeki evlilikleri düşününce de aman ne evleneceğim dün çifte kumru olanlar bugün ayrılıyor diyorum.Hatta annem bile beni böyle teselli etmeye başladı. Kızım üzülme bak evlenmedim diye.Şunun kızı evlendi,çocuğu var şimdi kocasından ayrılıyor.Senin en azından böyle bir durumun yok. Bir de buruşmaktan korkuyoruz.Ben yaşıma göre baya genç duruyorum ama kuru ciltli olmamdan ve mimiklerimden kaynaklı alnımda çizgilenme oluyor ve malesef o çizgiler derinleşmeye başladı.Eyvah yaşlanıyorum moduna girmeye başladım. Bu da sendromun bir parçası oluyormuş.Ve tabi ki de çoğumuzda oluşan gelecek kaygısı var. Yirmi yaşına girdiğiniz de düşünmediğiniz ama otuz yaşına girdiğiniz de başlayan durum.Hem manevi anlam da hem maddi anlamda...Parasal durum bir kadın için çok önemli.Çünkü biz kadınlar alışverişi severiz ve hunharca paralar dökeriz.Bu devran hep böyle sürecek mi diye sorular sormaya başlarız.Evlenmemiş bir kadın için kariyer hedefleri çok önemli olsa gerek.Koca yok,çocuk yok yaş olmuş otuz para da yok düşünsenize ne acınası bir durum.Şuan bu durumu yaşayan biri olarak söylüyorum.Bu sendrom listesi daha da uzar gider...

Tabi otuz yaşına gelmiş çoğu kadın gibi geçmişte yaşadığımız aşklarımız.Belki de yaşadıkça acıları aşka olan inancımızı yitirdik.Mesela; yıllarımızı uğruna harcadığımız,emekler verdiğimiz adam bizi yarı yolda bırakıp gitti.Bu acıyı yaşayan kadın bundan sonra ki ilişkilerinde hep daha temkinli ve seçici oluyor.Yirmi yaşındaki bir kız değilsin artık.Yeni aşklara yelken açabilmek için bir hayli yorgun ve kırgınsın.Zaman kavramı artık daha bir başka geliyor insana.Çünkü geçen her an ömrümüzden gidiyor.Ve bir kadın zamanla yarıştığı anda olgunlaşıyor.He bir de otuz yaşındaki kadın olgunlaşırken ara sıra içindeki küçük kız çocuğunu da ortaya çıkarır. En çokta yalnız kaldığında...

Umarım kendimce duygularımı satırlara döktüğüm yazımı sıkılmadan okumuşsunuzdur.Şimdilik benden bu kadar.Bir daha ki postta görüşmek üzere... Hoşçakalın.


 💓

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top